Fotograftaki Kadını Hatırlayan Var Mı?
İstanbul'da yayınlanmış olan Tasviri Efkâr gazetesinin 1 Haziran 1940 tarihli sayısında "Sabetay Sevinin İzmirdeki Evinde" başlıklı ve Kandemir imzası ile yer alan bir makale dikkatimizi çekmiş bulunmakta.
Tasviri Efkâr
1 Haziran 1940Sabetay Sevi macerası hakkında genel bilgilerin dışında, makalede yer alan, alttaki satırları nakletmekte yarar görmekteyiz:
"Irgat pazarında Gündüz sokağındayız.Yüzleri renk renk badanalarla tazelenmiş eski evlerin iğri büğrü kapıları önünde aileler öbek öbek çömelmişler, karşıdan karşıya konuşuyorlar,koşuşan çocuklarına bakarak gülüşüyorlar.
- El kortiyo de Sevi?
Bütün yüzler ve eller sağa, ayni istikamete çevrilerek ayni kapıyı gösteriyorlar:
- Aki! Ay!.. Aki!..
Daracık bir sokağın solunda, aydınlık ve çiçekli bir avluya açılan küçük ve eski bir kapının önündeyiz.
Burası, Osmanlı İmparatorluğunu da bir hayli meşgul etmiş, yahudilik tarihinde mühim bir yer tutmuş... meşhur düzme yahudi mehdisi Sabetay Sevi'nin evidir.
Üçyüz elli yıl evvelki yapıcıların elinden çıkmış bu acaip fakat artık bir ziyaretgâh olmuş evin, üstleri kemerli daracık merdivenlerini çıktık, duvarları Hazreti Musa'nın ve Beni Israil büyüklerinin resimlerile süslü, sinagogu andıran bir taş sofada durduk. Kenarda bir ibadet rahlesi ve üstünde mukaddes kitaplar vardı.
- Sevi işte burada dua ederdi.
Ve yandaki, kubbelerinden koca koca demir halkalar sarkan ambarımsı odayı göstererek:
- Burada da yatardı, dediler...".
Makaledeki fotografın altında ise:
"Sabetay Sevinin odasında şimdiki evsahibi bayan" yazılı. İsim verilmemekte.
Demek oluyor ki, geçen yüzyılın ortalarında Sabetay Sevi'nin evi korunmaya alınmıs ve bir ziyaretgâh olma özelliğini devam ettirebilmiş.
Ayni bağlamda güncel olan konu ise, evin etrafında günümüzde yapılan çevre çalışmaları sonucunda, Sevi'nin evinin korumaya alınıp alınmayacagı.
Belki de, daha doğrusu:
İzmir Yahudi Cemaatinin, geçmişinin bu sahifesi ile bağdaşmak isteyip istemediği...